
Diyabet Terimi
Yunanca’da “diyabet”, “geçmek” anlamına gelmektedir. Yunan doktor Memphisli Apollonius bu hastalığın en belirgin işaretçisine yani vücuttan atılan aşırı idrara dayanarak bu isimlendirmeyi yapmıştır.
Yunan, Hintli, Arap, Mısırlı ve Çinli doktorların bu durumdan haberdar olduğu ancak hiçbirinin hastalığın nedenini belirleyemediğini tarihi belgeler göstermektedir. Eski zamanlarda diyabet teşhisi idam hükmü gibiydi.
İnsülin Eksikliği
20. yüzyılın başlarında doktorlar diyabetin altında yatan nedeni ve diyabetin tedavisini araştırıyorlardı. 1926 yılında Edward Albert Sharpey-Schafer, diyabeti olan bir pankreas hastasının insülin olarak adlandırdığı vücudun şekeri parçalamasına yarayan kimyasalı üretemediklerini bildirdi. Böylece fazla şeker idrarla atılıyordu.
Doktorlar bu hastalıkla mücadele etmek için perhiz ve egzersiz önermeye başladılar.
Köpeklerde Diyabet
Hastalığı diyet ve egzersizle kontrol altına alma çabalarına rağmen diyabeti olan kişiler kaçınılmaz bir şekilde erken yaşta ölüyorlardı. 1921 yılında bilim insanları köpeklerle bir deney yaparak diyabetin etkilerini tersine çevirecek çığır açan bir buluşa imza attılar. İki Kanadalı araştırmacı Frederick Grant Banting ve Charles Herbert Best başarılı bir şekilde insülini sağlıklı köpeklerden çıkardılar. Daha sonra diyabeti olan köpeklere bu insülini enjekte ettiler.
Diyabet Türlerinin Keşfedilmesi
İnsülin enjeksionu, diyabetle mücadele edilmesi için başarılı olsa da bazı vakalar bu tedavi formuna yanıt vermiyordu. Oğlu Richard’ın yayınladığı yazılara göre, Harold Himsworth 1936 yılında iki farklı tür diyabet olduğunu tespit etmişti. Harold Himsworth, diyabet türlerini insülin hassasiyeti olan ve insülin hassasiyeti olmayan olarak ayırmıştı. Bugün bu sınıflandırmalar Tip 1 ve Tip 2 şeklinde yapılıyor.
İlaçlar
1960lı yıllarda, diyabet tedavileri büyük ölçüde gelişiyordu. Mayo Clinic’e göre idrar çubuklarının gelişmesi, idrarda şekerin tespit edilmesini ve kan şekeri seviyesinin ölçülmesini kolaylaştırıyordu. Tek kullanımlık şırıngalar ise insülin tedavisini daha kolay ve hızlı uygulanabilir yapıyordu.
Glukozmetre
1969 yılında büyük, taşınabilir glukozmetreler icat edildi ve o zamandan beri bu aletler ele sığabilecek boyutlara getirildi. Taşınabilir glukozmetreler, günümüzde diyabeti kontrol altında tutmak için çok önemli cihazlardır. Bu cihazlarla evinizde, iş yerinizde veya herhangi bir yerde kan şekeri seviyenizi ölçebilirsiniz. Basit kullanımına rağmen bu cihazlar doğru sonuç verirler.
İnsülin Pompaları
1970 yılında, insülin pompaları vücudun normalde ürettiği insülini taklit etmesi için geliştirildi. Bugün ise bu pompalar hafif ve taşınabilir olduklarından günlük olarak rahatlıkla kullanılabilirler.
Çocuklarda Tip 2 Diyabet
20 yıl kadar yakın bir süre önce tip 2 diyabetin çocuklarda yaşandığı gözlenmemişti. Aslında diyabet önceden yetişkin diyabeti ve çocuk diyabeti olmak üzere sınıflandırılırdı. Ancak, çocuklarda ve ergenlerde son 20 yıldır zayıf beslenme, egzersiz eksikliği ve aşırı kilodan dolayı yetişkinlerde görüldüğü düşünülen diyabet türü de görülmeye başlanmıştır. Bu yüzden yetişkin diyabeti, Tip 2 diyabet olarak tekrar adlandırılmıştır.
Diyabet İstatistikleri
Diyabetin antik çağlarda ilk kez keşfedilmesinden bu yana kat ettiğimiz ilerlemelere rağmen bu hastalık hâlâ dünya çapında ölüme ve ciddi sağlık komplikasyonlarına neden olmaktadır. 2015 yılı itibariyle, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne göre bu hastalık, ABD’de ölüme neden olan hastalıklar arasında 7. sıradadır.
Günümüzde Diyabet
Artık kan şekerini evinizde ölçebileceğiniz için diyabet eskisine göre daha kolay bir şekilde kontrol altına alınabilir. İnsülin, tip 1 diyabet için öncül tedavidir. Tip 2 diyabeti olanların ise düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve ilaç kullanımıyla oluşacak komplikasyon riskini azaltmaları gerekmektedir.
Kaynak: Healthline
Bir cevap yazın